Sanat Güncesi

Tiyatro

Düşkapanı Sanat Merkezi “Tiyatrocu”

“Düşkapanı Sanat Merkezi, seyircileri evrensel bir iç hesaplaşmaya davet ediyor! Evren Ersan’ın kaleminden çıkan “Tiyatrocu” adlı oyun, bir kişinin sevdiği işi yaparken yaşadığı iç çatışmaları ve hayatın sunduğu zorlukları konu alıyor. Yoldan çıkmış ve kendi yolunu seçmiş bir tiyatrocu, sevdiği işi sevdiği biçimde yapmaya çalışırken karşılaştığı engellerle mücadele etmektedir.

Her güzel şeyin ağır bedelleri olduğunu anlatan bu oyun, tiyatrocu karakterin içsel yolculuğunu izleyicilere aktarırken, hayaller ile gerçekler arasındaki çatışmayı sorgulamaktadır. Karakter, sevdiği işe dair sevemeyeceği ancak cazip bir teklif geldiğinde nasıl bir karar vereceği konusunda zorlu bir süreç yaşar. İdealizm ile pragmatizm arasında sıkışıp kalan tiyatrocu, sahne üzerindeki performansıyla hem kendisinin hem de izleyicilerin iç dünyasına dokunmaktadır.

Pantomim, illüzyon, şiir ve bağlama gibi farklı sanat formlarıyla zenginleşen bu oyun, “Hayaller mi hayatlar mı?” sorusunu sorgularken seyircileri derin düşüncelere sevk ediyor. Ancak son soru şudur: Don Kişot yenildi mi? Bu cevabı bulmak için 26 Mart Salı günü, saat 20.30’da, Düşkapanı Sanat Merkezi Necdet Ersan Sahnesi’nde buluşalım!”

Ankara DT “Devlet Ana”

Kemal Tahir’ın “Devlet Ana” adlı eseri, Osmanlı Beyliği’nin erken dönemlerinde geçen bir tarih ve toplum portresini sunar. Eserde, beylikler dönemindeki siyasi ve sosyal karmaşık yapı incelenirken, aynı zamanda beyliklerin nasıl bir devlet yapısına evrildiğine dair ipuçları da sunulmaktadır.

Oyun, 1290 yılında, bugünkü Marmara Bölgesi’nin güneydoğusunda bulunan küçük bir uç beyliğinde geçmektedir. Bu beylik, üç yanı batakla çevrili bir konumda bulunmaktadır. Ana kurgu, bir cinayet öyküsü etrafında şekillenirken, Osmanlı Beyliği’nin doğuşuna ve devletleşme sürecine dair önemli anlatılar da sunulmaktadır.

Oyun, 26, 28, 29 ve 30 Mart tarihlerinde, saat 20.30’da, Cüneyt Gökçer Sahnesi’nde sahnelenecektir. Ayşe Emel Mesci’nin yönetmenliğindeki bu oyun, izleyicilere tarihi bir yolculuk sunmayı amaçlamaktadır.

Ankara DT “Cimri”

Ankara Devlet Tiyatrosu, seyircileri unutulmaz bir komedi deneyimiyle buluşturuyor! Jean-Baptiste Poquelin Molière’in unutulmaz eseri “Cimri”, Türkçe’ye Sabahattin Eyüboğlu tarafından ustalıkla çevrildi ve Işıl Kasapoğlu’nun yönetmenliğinde sahneleniyor.

“Cimri”, Paris’in burjuva kesiminin para hırsının ne denli absürt boyutlara ulaşabileceğini gözler önüne seren bir komedi olarak karşımıza çıkıyor. Parayı yaşamın merkezine koyarak kendi insanî değerlerinden ve çevresinden uzaklaşan bir karakterin çelişkilerle dolu dünyasını komik bir dille işliyor. Oyun, parayı tek değer ve yaşam ölçüsü olarak gören bir yaşam anlayışını eleştirel bir bakışla yansıtarak güncelliğini koruyor. Baş karakter Harpagon’un acımasız, katı yürekli ve pinti doğası, izleyicileri güldürürken düşündürmeye de sevk ediyor. Harpagon’un insan doğasının katılığı ve bencilliği ile mi doğduğu, yoksa sadece yazılmış bir karakter mi olduğu sorgulaması, seyircilerin zihinlerinde derin izler bırakıyor.

Ankara Devlet Tiyatrosu’nun bu heyecan verici yapımı, 28, 29 ve 30 Mart tarihlerinde, saat 20.30’da, Etimesgut CKM Sahnesi’nde seyirciyle buluşacak. Bu eğlenceli ve düşündürücü oyunu kaçırmamak için biletlerinizi şimdiden temin edin!

İzmir DT “Bir Düş Gibi (Cahide Sonku)”

İzmir Devlet Tiyatrosu, seyircilere duygusal bir yolculuk sunmak için hazırladığı “Bir Düş Gibi (Cahide Sonku)” adlı oyunla tiyatro tutkunlarını buluşturuyor. Gökhan Erarslan’ın kaleminden çıkan bu yapımda, Türk tiyatrosu ve sinemasının öncülerinden Cahide Sonku’nun yaşamı ve kariyeri anlatılıyor. Oyun, Ebru Nil Aydın’ın yönetmenliğinde sahneleniyor.

Cahide Sonku’nun hayatının son oyununun provası için seyirci karşısına çıktığı bir anıyı konu alan bu yapımda, Sonku’nun acılarını, hayallerini, başarılarını, başarısızlıklarını ve aşklarını keşfetme fırsatı buluyoruz. Tutku dolu bu acı dolu yolculuk, Türk sineması ve tiyatrosunun ilk dönemlerine ışık tutarken aynı zamanda güçlü bir kadın figürünün serüvenini gözler önüne seriyor.

26 ve 30 Mart tarihleri arasında, saat 20.30’da Konak Sahnesi’nde sahnelenecek olan “Bir Düş Gibi (Cahide Sonku)” adlı oyunu kaçırmamanızı öneririz. Cahide Sonku’nun unutulmaz hikâyesini ve Türk tiyatrosu ve sinemasının köklü geçmişini keşfetmek için biletlerinizi şimdiden ayırtmayı unutmayın!

Opera ve Bale

Ankara DOB “MDT Payidar”

Ankara Devlet Opera ve Balesi, seyircileri insanı iç dünyasına yolculuğa çıkaran derinlemesine bir düşünce oyunu olan “Payidar” ile buluşturuyor. Gökhan Erarslan’ın kaleminden çıkan bu yapımda, insanın temel dürtüleri olan yaşama ve ölme dürtüsü arasındaki karmaşık ilişki incelenmektedir. Eros (yaşam) ve Thanatos (ölüm) arasındaki bu mücadele, insanın ruhundaki çatışmanın bir yansıması olarak ele alınır.

Freud’un Yunan mitolojisinden esinlenerek tanımladığı Eros ve Thanatos, yaşam ve ölüm dürtüsünün sembolik temsilcileridir. Eros, yaşam sevgisinin simgesi olarak kabul edilirken, Thanatos ise ölümün ta kendisini temsil etmektedir. Bu iki güç, insan ruhundaki zıtlıkları ve çatışmayı ifade ederken, sanatın da bu mücadeleye farklı bir boyut kazandığı belirtilmektedir.

“Payidar”, sanatın insanın içsel çatışmalarını anlamaya ve dengelemeye nasıl katkı sağladığını araştıran bir eserdir. Yaratıcılık ve yıkıcılık, eskiyi koruma ve yeniyi keşfetme arasındaki dengenin inceliklerini ele alırken, insanın iç dünyasındaki çatışmaların nasıl bir dengeye ulaşabileceğini sorgular.

Bu derin ve düşündürücü oyun, 30 Mart Cumartesi günü, saat 13.00’te, Opera Sahnesi’nde sahnelenecektir. Seyircileri Eros ve Thanatos arasındaki karşılıklı dansın, insanın içsel zenginliğini ve sanatın gücünü keşfetmeye davet ediyoruz.

Konser

CSO Ada Ankara / Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası

Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, muhteşem bir konserle Ankara’daki müzikseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. Bu özel gecede, Polonyalı-İngiliz şef Jacek Kaspszyk yönetimindeki orkestra, unutulmaz eserlerle dinleyicileri büyülemeye hazırlanıyor.

Konser, büyük bir heyecanla beklenen Rus besteci Pyotr İlyiç Çaykovski’nin Piyano Konçertosu No.1 Op.23 ile başlayacak. Bu muhteşem eseri, dünya çapında tanınan ve en prestijli orkestralarla solist olarak sahne alan İtalyan piyanist Alessio Bax icra edecek. Bax’ın duygusal ve yetenekli yorumuyla, Çaykovski’nin etkileyici melodileri dinleyicilere unutulmaz bir deneyim yaşatacak.

Konserin ikinci bölümünde ise İngiliz besteci Edward Elgar’ın Enigma Varyasyonları Op:36 eseri seslendirilecek. Elgar’ın dostlarına adadığı bu eser, orijinal bir tema üzerine on dört varyasyondan oluşmaktadır. Her bir varyasyon, Elgar’ın dostlarını ve kendisini tasvir etmektedir, böylece eser kişisel bir dokunuşla doludur.

29 Mart Cuma günü, saat 20.00’de, CSO Ada Ankara Ana Salonu’nda gerçekleşecek bu büyüleyici konseri kaçırmamak için biletlerinizi şimdiden temin edin. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın muhteşem performansıyla, unutulmaz bir müzikal deneyim sizi bekliyor.

CSO Ada Ankara / Alim Qasimov ve Fargana Qasimov Ensemble

Alim Qasimov ve Fargana Qasimov Ensemble, eşsiz bir müzik ziyafeti için CSO Ada Ankara’da seyircilerle buluşmaya hazırlanıyor. Azerbaycan müziğinin yaşayan hazinesi olarak kabul edilen Alim Qasimov, Mugam geleneğinin en önemli sanatçılarından biri olarak öne çıkıyor. Müziğe olan tutkusuyla genç yaşta bu yola adım atan Qasimov, ünlü Mugam ustası Aghakhan Abdullayev’in öğrencisi olmuş ve dünya çapında birçok festivale katılarak Mugam müziğini yaymak için çalışmıştır.

1988 yılında Semerkand’da katıldığı Uluslararası Geleneksel Müzik Festivali ve Sempozyumu’nda aldığı ödülle adını duyuran Alim Qasimov, 1999 yılında UNESCO Müzik Ödülü’ne layık görülmüştür. Kızı ve öğrencisi olan Fargana Qasimova ile birlikte sahne alan Qasimov, Mugam geleneğinin en iyi kadın ses sanatçılarından biri olarak tanınan Fargana Qasimova ile birlikte müziğin büyülü dünyasına yeni bir soluk getiriyor.

Alim Qasimov ve Fargana Qasimov Ensemble, mükemmel tekniği ve geniş repertuvarıyla dinleyicilere unutulmaz bir müzik deneyimi sunacak. 26 Mart Salı akşamı, saat 21.00’de, CSO Ada Ankara’da gerçekleşecek bu özel konseri kaçırmayın. Azerbaycan müziğinin derinliklerine doğru bir yolculuk için biletlerinizi şimdiden temin edin!

Sergi

Galeri Siyah Beyaz “Sanat Bizim Oyun Alanımız”

Ardan Özmenoğlu ve Gökhan Tüfekçi

Galeri Siyah Beyaz, 40. yılını kutlarken sanat dünyasına birbirinden değerli sanatçı ikililerini ağırlıyor. Bu özel sergide, Ardan Özmenoğlu ve Gökhan Tüfekçi’nin işbirliğiyle ortaya çıkan eserler, sanatseverleri kendilerine özgü bir yolculuğa çıkarıyor. 27 Nisan 2024 tarihine kadar gerçekleşecek olan “Sanat Bizim Oyun Alanımız” sergisi, izleyicilere evrensel ve Türk popüler kültür imgelerini farklı bir bakış açısıyla sunuyor.

Ardan Özmenoğlu ve Gökhan Tüfekçi, kendi zaman ve mekânlarından esinlenerek kültürel söylemi masallar ve mitler üzerinden inceliyor. İmgeleri ve kavramları bölerek, parçalayarak ve yeniden bir araya getirerek, sanatları aracılığıyla katmanlı bir dil oluşturuyorlar. Bu sergi, sanatçıların atölyede birlikte geçirdikleri sürecin bir yansıması olmanın ötesinde, izleyicileri de bu oyun alanına davet ediyor.

“Sanat Bizim Oyun Alanımız” sergisi, 27 Nisan 2024 tarihine kadar her gün (Pazar hariç) 11.00-19.00 saatleri arasında Galeri Siyah Beyaz’da ziyaret edilebilir. Sanatseverler, Ardan Özmenoğlu ve Gökhan Tüfekçi’nin sanatını keşfederek, bu benzersiz sergi deneyimini yaşamak için galeriyi ziyaret etmeye davet ediliyor.

Sevgi Sanat Galerisi “Kayıkların Gölgesinde Bahar” Bülent Yavuz Yılmaz

Bülent Yavuz Yılmaz, “Kayıkların Gölgesinde Bahar” adlı resim sergisiyle sanatseverleri Sevgi Sanat Galerisi’nde ağırlıyor. 1971 yılında Trabzon’un Çaykara ilçesinde doğan Yılmaz, resme olan tutkusuna Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim-İş Bölümü’nden mezun olarak başladı. Ardından yüksek lisans eğitimini aynı üniversitenin Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nde tamamladı. BRHD (Birleşmiş Ressamlar ve Heykeltıraşlar Derneği) üyesi olan sanatçı, çalışmalarını Bolu’daki atölyesinde sürdürmektedir.

Bülent Yavuz Yılmaz’ın resimlerinde insan ve onu çevreleyen yaşamsal alanın imgeleri öne çıkar. Özellikle şemsiyeler, resimlerinin ana temalarını oluşturur. Yılmaz’ın eserlerindeki izlenimler soyut bir form kazanırken, yaşamsal estetik algı süzgecinde deformasyona uğrar ve değişir. Armoni ve ritmi içselleştirdiği resimlerinde fırça vuruşları bazen coşkulu, bazen hırçın, bazen de melankolik bir şekilde karşımıza çıkar.

Sanatçı, birçok kişisel sergi açmış ve ulusal ile uluslararası pek çok karma ve yarışmalı sergide eserlerini sergilemiştir. Selçuk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde yüksek lisans eğitimine devam eden Yılmaz, Bolu’daki sanat atölyesinde çalışmalarını sürdürmektedir.

Bülent Yavuz Yılmaz’ın “Kayıkların Gölgesinde Bahar” adlı sergisi, 27 Mart – 27 Nisan 2024 tarihleri arasında Sevgi Sanat Galerisi’nde sanatseverlerle buluşacak. Sanatseverler, Yılmaz’ın benzersiz resimlerini keşfetmek ve sanat dolu bir deneyim yaşamak için sergiyi ziyaret edebilirler.

Çağdaş Sanatlar Merkezi “Yeniden” Saime Uyar

“Yeniden” isimli resim sergisi, sanatçı Saime Uyar’ın depremin yarattığı travmayı ve toplumun yaşadığı acıları yansıtan duygusal bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Sergi, 6 Şubat’ta yaşanan depremin ardından bir yıl geçmiş olmasına rağmen hala yaşanan yıkımın ve kayıpların izlerini taşıyan bir dönemde gerçekleşiyor.

Depremin etkisiyle birçok kişi sevdiklerini, evlerini, sokaklarını ve geçmişlerine dair anılarını kaybetmiştir. Bu büyük kayıpların ardından insanlar çaresizlik ve umutsuzluk içinde kendilerini bulmuşlardır. Sergi, bu duygusal durumu ve yaşanan acıları sanat yoluyla ifade etmeyi amaçlıyor.

Sanatçı Saime Uyar’ın eserleri, depremin yarattığı derin etkileri resmediyor. Sergi, yaşanan acıların ve yıkımın yanı sıra insanların içsel yolculuklarını ve umutlarını da ele alıyor. Sanatın iyileştirici gücünü vurgulayan sergi, izleyicilere ruhlarına ve kalplerine dokunan bir deneyim sunmayı hedefliyor.

Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi’ndeki Abidin Dino Sergi Salonu, bu anlamlı sergiye ev sahipliği yaparak toplumun duygusal iyileşme sürecine katkıda bulunmayı amaçlıyor. Sergi, 26 Mart’tan 4 Nisan’a kadar ziyaret edilebilir ve sanatın insanların içsel yolculuklarında önemli bir role sahip olduğunu göstermektedir.

Kitap

İBB Yayınları “Evvel Zaman İçinde İstanbul” Ahmet Bozkurt

“Evvel Zaman İçinde İstanbul” adlı eser, İstanbul’un zengin kültürel ve tarihi dokusunu yazarların gözünden okuyucuya aktarıyor. İstanbul’a dair derin bir sevgi ve bağlılıkla yazılmış olan bu eser, şehrin geçmişine, kültürüne, insan ilişkilerine ve sanatına odaklanıyor. İstanbul, dünya sahnesinde önemli bir kültür kavşağı olarak kabul edilir ve “Evvel Zaman İçinde İstanbul” da bu kavşağın renkli ve büyüleyici atmosferini yansıtıyor. Edebiyatın, tarihin ve sanatın harmanlandığı bu eser, okuyucuyu İstanbul’un sokaklarında bir yolculuğa çıkarıyor ve şehrin zengin kültürel mirasını keşfetmeyi vadediyor.

Eserde, Evliya Çelebi’den Ruşen Eşref’e, Yahya Kemal’den Abdülhak Şinasi’ye kadar birçok ünlü yazarın eserlerinden ve gözlemlerinden alıntılar bulunmaktadır. Bu yazarlar, İstanbul’un tarihini, edebiyatını, mimarisini, sokaklarını, dilini, müziğini ve resmini anlatarak şehrin büyüleyici atmosferini okuyucuya aktarmaktadır.

“Evvel Zaman İçinde İstanbul” adlı eser, İstanbul’a duyulan sevgi ve hayranlığın bir yansımasıdır ve şehrin kültürel mirasını koruma ve yaşatma çabalarına katkıda bulunmayı amaçlamaktadır. Bu kitap, İstanbul’un derinliklerine bir pencere açarak okuyucuları zamanda geriye doğru bir yolculuğa çıkarırken, şehrin eşsiz güzelliklerini keşfetmeye davet ediyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir